GÜLBÎZ

eş’âr-ı gülbîz, tab’-ı gülbîz, kilk-i gülbîz, re’y-i gülbîz


* Osmanlı edebî dilinde “gül serpen” anlamında; terim olarak ise tezkirelerde zarif, hayal gücü yüksek ve etkileyici üsluba sahip şairleri övmek için kullanılan estetik bir niteleme sıfatı.



Sözlük Anlamı

Farsça “gül” (çiçek; gül; şule; yanık; kırmızı) (Kanar, 1998, s. 521) ile yine Farsça “bîhten” (kalburdan geçirmek, elemek) (Kanar, 1998, s. 119) fiilinin düzensiz çekimi olan “bîz” sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan bu terkîp, Osmanlı döneminde ve bilhassa edebî dilde “gül serpen” anlamında kullanılmıştır. (Özün, 1973, s. 231) (Rado, 1968, s. 453)




Terim Anlamı

“Gülbîz”, klasik edebiyatta bir şairin hayal ve söz kudretini, estetik kabiliyetini belirtmek için kullanılan övgü niteliğinde bir sıfattır. Genellikle başka bir sözcükle birleşerek sıfat tamlaması şeklinde karşımıza çıkar. Tezkirelerde adı geçen sanatçıların şiirlerindeki etkileyicilik, zarafet, derinlik, hayal zenginliği ve söz kudretini tanımlamak için kullanılır. Sözleri tıpkı gül gibi zarif ve söylendiğinde çevresine ıtırlar saçan bir gül misali geniş yankı uyandıran sanatkâr şairlerin şiirlerini niteler.




Tezkirelerdeki Bağlam Anlamı

Gülşen-i Şu’arâ’da geçen “eş‘âr-ı gülbîzî” ifadesi, klasik edebiyatta sözün estetik kudretini ve hayal zenginliğini yüceltmek için kullanılan bir nitelemedir. “Gülbîz”, hem anlam hem de biçim yönüyle zarif, süslü ve etkileyici şiirleri tanımlar; özellikle de şairin sözlerinin, etrafa saçılan güller misali hoş kokular yaydığı, yani okuyucunun hem duygularına hem hayal dünyasına hitap ettiği düşüncesini taşır. Nasıl ki bir gül çevresine güzel koku yayıyorsa, bu türden şiirler de manasıyla gönülleri okşayan ve estetik haz uyandıran bir etki oluşturur demektedir. (Örnek 1)

Bir diğer kullanım olan “re’y-i gülbîz” terkibi, şairin düşünce, zevk ve tercihlerinin zarafet ve estetikle bezenmiş olduğunu ifade etmek için kullanılır. Buradaki “re’y” kelimesi fikir, görüş veya sezgi anlamına gelirken; “gülbîz” sıfatı ise bu görüşün gül gibi güzel, renkli ve hoş kokulu olduğunu mecazen anlatır. Dolayısıyla “re’y-i gülbîz”, şairin süslü ve sanatlı anlatıma dayanan seçkin düşünce dünyasını temsil eder. (Örnek 2)

Aynı eserde, “zâde-i tab‘-ı gülbîz” tamlaması, şairin tabiatı, yani şairlik yeteneğinin, adeta gül serpici bir özelliğe sahip olduğunu belirtmek için kullanılmıştır. Bu özden doğan gazeller de tıpkı etrafa hoş kokular saçan güller gibidir denilmektedir. (Örnek 3)

Gülşen-i Şu’arâ’da geçen “kilk-i gülbîz” ifadesi, şairin kaleminin, söz söyleme kudretinin adeta gül serpen bir üslupla donatıldığını, yani tesir gücü yüksek sözlerinin gülün zerafeti gibi estetik bir incelik taşıdığını vurgulamaktadır. (Örnek 4)

Güftî’nin Teşrifâtü’ş-şu’arâ’sında ise; “bâd-ı hayâlini gülbîz” ifadesiyle hayal rüzgârı; şairin şiirine gül saçan ve gül gibi hoş kokular yayan bir nitelik kazandırır. (Örnek 6)




Tezkirelerdeki Kullanım Sıklığı

Ahdî ‘nin Gülşen-i Şu’arâ’sında 5 defa, Âşık Çelebi’nin Meşâirü’ş-şu’arâ’sında 1 defa ve Güftî’nin Teşrifâtü’ş-şu’arâ’sında 1 defa olmaz üzere toplam 7 defa kullanılmıştır.




Örnekler

Örnek 1:

...ol tûtî-i şekeristân-ı hoş-edânuñ güftâr-ı şeker-rîzî ve eş‘âr-ı gül-bîzî bî-nazîr ve ma‘ânî-i hâs bulmada ve sûz ü güdâz ile mânend-i Hassân ve vâdî-i nazmda her zamân bir tarz-ı nev-peydâ itmede… (Solmaz, 2018, s. 58).

Örnek 2:
Tûtî-tab‘-ı şeker-rîzî bülbül-i dilsitân olup rey-i gülbîzi gül gibi efkârın ‘arûsunu der-kenâr kılmış (Solmaz, 2018, s. 227).

Örnek 3:
Gülşen-i ma‘ânîde hâtır-ı ‘âtırı feyz-güster ve gülistân-ı nazmda tab‘-ı gülbîzi rûhperver ve eş‘âr-ı hayâlâmîzi pürzîver… (Solmaz, 2018, s. 129).

Örnek 4:
Mâsadak-ı güftâr diyü bu matla‘-ı dil-efrûz kilk-i gülbîz ile ve bu beyt-i pürsûz kalem-i güher-rîz ile dîdâr gösterip nakş u nigâr olundu (Solmaz, 2018, s. 203).

Örnek 5:
Hakkâ ki hevâsı güher-rîz ve hâki gül-bîz ve âbı şeker-âmîz ve dolab-ı gülşenlerinüñ girye-i âteşîni ile… (Kılıç, 2018, s. 78).

Örnek 6:
İtse bâd-ı hayâlini gül-bîz 

Dâmen-i rüzgâr olur leb-rîz (Yılmaz, 2019, s. 131).




Kaynaklar

Kanar, M. (1998). Büyük Farsça-Türkçe sözlük. İstanbul: Birim Yayıncılık.

Kılıç, F. (hzl.) (2018). Âşık Çelebi Meşâʽirü'ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Erişim adresi: https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-210485/asik-celebi-mesairus-suara.html 

Özün, M. N. (1973). Büyük Osmanlıca-Türkçe sözlük. İstanbul: İnkılâp ve Aka Kitabevleri.

Rado, Ş. (1969). Büyük Türk sözlüğü. İstanbul: Hayat Yayınları.

Sakaoğlu, S. (2013). Türk dünyasında gül üzerine çeşitlemeler. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 59-74.

Solmaz, S. (hzl.) (2018). Ahdı̂ ve Gülşen-ı̇ Şuʿarâ’sı (İnceleme-Metin). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Erişim adresi: https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-201251/ahdi-gulsen-i-suara.html

Yılmaz, K. (hzl.) (2019). Güftî Teşrîfâtü'ş-Şuʿarâ. Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Erişim adresi: https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-247200/gufti-tesrifatus-suara.html




Yazım Tarihi:
21/07/2025
logo-img