pür-şerar, pür-suz, şerare-figen, pür-şerer, şerare-feşan, şerare-efşan
* Sözlüklerde “kıvılcım” manasına gelen “şerâr” ile eklendiği sözcüklere “saçan, salan” anlamını katan “efken/efgen” kelimesinin birleşmesiyle oluşan “şerâr-efken” terimi “kıvılcım saçan” anlamına gelip tezkirelerdeki şiirdeki/sözdeki yakıcılığı ifade ederken kullanılan terim.
Arapça bir isim olan “şerâr” sözlüklerde “kıvılcım” manasına gelmektedir (Kanar, 2011, s. 424; Sami, 2012, s. 605; Redhouse, 2000, s. 1120). Farsça bir sıfat olan “efken/efgen” ise sözlüklerde “düşürmek, salmak manasında olan efkenden masdarından müştaktır” (Naci, 2009, s. 97); “düşüren, yere atan, yığan, salan, saçan” (Sami, 2012, s. 138) şeklinde ifade edilir.
Bir terim olarak “şerâr-efken”, “kıvılcım saçan” manasına gelip şiirdeki ya da sözdeki yakıcılığı ifade etmektedir.
“Şerâr-efken” teriminin tezkiredeki bağlam anlamı “kıvılcım saçan” olup sözün yakıcılığını ifade etmek için kullanılır.
İlk kez Latîfî tarafından kullanılan bu terim tezkirede Kâtibî’nin şairliğinden bahsedilirken kullanılmıştır. “Gazeliyyâtına had ve kaṣâyidine ʿaded yokdur. Lâkin sözleri pür-sûz u şerâr-efken ve elfâz u edâsı çendân müstaḥsen vâḳiʿ olmamışdur. Bu bâʾiaden eşʿârı iʿtibâr u iştihâra karîn bulmamışdur” diyerek Kâtibî’nin fazlaca gazel ve kasidesinin bulunduğunu fakat sözlerinin ateşli, kıvılcım saçan, yakıcı sözler olmadığını ifade eden Latîfî, “şerâr-efken” ile şiirdeki yakıcılığı, şairin sözlerindeki hüzünlü hâllerini okuruna hissettirmedeki başarısını kastetmiştir.
Yapılan taramalar sonucunda “şerâr-efken” terimi yalnızca Latîfî’nin Tezkiretü’ş-Şuarâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ adlı tezkiresinde “Kâtibî” maddesinde kullanılmıştır.
Örnek 1:
Gazeliyyâtına had ve kaṣâyidine ʿaded yokdur. Lâkin sözleri pür-sûz u şerâr-efken ve elfâz u edâsı çendân müstaḥsen vâḳiʿ olmamışdur. Bu bâʾiaden eşʿârı iʿtibâr u iştihâra karîn bulmamışdur (Canım, 2018, s. 432).
Canım, R. (hzl.) (2018). Latîfî-Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Erişim adresi: https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-216998/latifi-tezkiretus-suara-ve-tabsiratun-nuzama.html
İpekten, H., Kut, G., İsen, M., Ayan, H., ve Karabey, T. (hzl.) (2017). Sehî Beg Heşt Bihişt. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Erişim adresi: https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-78460/tezkireler.html
İsen, M. (hzl.) (2017). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Erişim adresi: https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-194288/kunhul-ahbarin-tezkire-kismi.html
Kanar, M. (2011). Osmanlı Türkçesi Sözlüğü. İstanbul: Say Yayınları.
Naci, M. (2009). Lügat-i Nâcî. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Redhouse, J.W. (2000). Redhouse’s Turkish Dictionary. İstanbul: Redhouse Yayınları.
Sami, Ş. (2012). Kâmûs-ı Türkî. İstanbul: İdeal Kültür Yayıncılık.
Tolasa, H. (2002). Sehî, Lâtifi ve Âşık Çelebi Tezkirelerine Göre 16. Yüzyılda Edebiyat Araştırmaları ve Eleştirisi. Ankara: Akçağ Yayınları.