KÜFR-ÂMÎZ

küfr-i zülf, küfr-i sarîh, küfr, küfrân


* Sözlüklerde "kâfirlik, dinsizlik, örtme, gizleme" karşılıklarıyla tarif edilen küfr ile eklendiği sözcüklere “karışık, karışmış” anlamı katan âmîz sıfatının birleşmesiyle oluşmuş, “küfürle karışık, küfürlü” anlamına gelip şiirde dine, kutsal değerlere ya da toplumsal ahlaka aykırılığı ifade etmek için kullanılan terim.



Sözlük Anlamı

Arapça bir isim olan “küfr” sözlüklerde “Allah’a inanmama, şirk koşma, sövüp sayma, kâfirlik, dinsizlik, örtme ve gizleme” gibi anlamlara gelmektedir (Sâmî, 2015, s. 1171; Kanar, 2013, s. 772; Devellioğlu, 2013, s. 613). Sonuna geldiği kelimeyle birleşik sıfat oluşturan “âmîz” kelimesine ise sözlüklerde “karışık, karışmış, imtizaç etme ve karıştırma” gibi anlamlar verilmiştir (Şükûn, 1967, s. 80; Kanar, 2003, s. 48).




Terim Anlamı

Bir terim olarak “küfr-âmîz”, “küfürle karışık, küfürlü” anlamına gelip toplumsal değerleri eleştirerek kötü söz söyleme karşılığında kullanılmaktadır.




Tezkirelerdeki Bağlam Anlamı

“Küfr-âmîz” teriminin tezkiredeki bağlam anlamı “hakaret içerikli” olup sözün toplumsal değerlere olan aykırılığını ifade etmektedir.

İlk kez Latîfî tarafından kullanılan bu terim, tezkiresinin Fânî maddesinde geçmektedir. Latîfî, Fânî’nin şiir sanatında yetenekli olduğuna, bu alandaki mahir öğrencilerine nasihat ve öğütler verdiğine değinmekte “Safâsuz sûfîyi gör kim beni nâr ile korkudur / Sanasın kendüden geldi berât ile cehennemden // Hâzırı koyubeni gâyibi özler zâhid / Vây o miskîne eger ḳala bu hasret bâkî” beyitlerinden sonra eleştiri kısmına geçmektedir. Bu kısımda eleştirisini, küfür içeren, küfre yol açan bir söz her ne kadar övgüye değer, takdir edilmeye layık gibi görünse de bu tür ifadelerden kaçınmak gerekir şeklinde belirtmiştir; “Müʾmin ü muʿtekid bu makûle kelimâtdan ve güftâr-ı küfriyyâtdan mehmâ-emken hazer üzre olup elhâsıl şol kelâm ki küfr-âmîz ola her ne kadar mahall-i tahsîn ve mûcib-i âferîn olsa andan perhîz itmek vâcibdür” (Canım, 2018, s. 398). Bu değerlendirmede yer alan “küfr-âmîz” kelimesi, dinî ve toplumsal değerleri aşağılama karşılığında kullanılmıştır.




Tezkirelerdeki Kullanım Sıklığı

“Küfr-âmîz” terimi, sadece Latîfî’nin Tezkiretü’ş-Şuarâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ adlı tezkiresindeki “Fânî” maddesinde bir kez kullanılmıştır.




Örnekler

Örnek 1:

Müʾmin ü muʿtekid bu makûle kelimâtdan ve güftâr-ı küfriyyâtdan mehmâ-emken hazer üzre olup elhâsıl şol kelâm ki küfr-âmîz ola her ne kadar mahall-i tahsîn ve mûcib-i âferîn olsa andan perhîz itmek vâcibdür (Canım, 2018, s. 398).




Kaynaklar

Canım, R. (hzl.) (2000). Latîfî-Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Erişim adresi: https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-216998/latifi-tezkiretus-suara-ve-tabsiratun-nuzama.html

Devellioğlu, F. (2013). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat (Eski ve Yeni Harflerle). 30. Baskı, Ankara: Aydın Kitapevi.

Kanar, M. (2003). Örnekli Etimolojik Osmanlı Türkçesi Sözlüğü. İstanbul: Derin Yayınları.

Şemseddîn Sâmî. (2015). Kâmûs-ı Türkî. İstanbul: Çağrı Yayınları.

Şükûn, Z. (1967). Farsça-Türkçe Lûgat Gencine-i Güftar Ferhengi Ziya. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.




Yazım Tarihi:
30/04/2025
logo-img