ḤAḲÎḲAT-ŞI‘ÂR

şu’arâ-yı hakîkat-şi’âr, şi’r-i hakîkat-şi’âr/eş’âr-ı hakîkat-şi’âr


* Tezkirelerde hakikat ehli şairler ile hakikat üzere yazılmış, tasavvufî muhtevası bulunan şiirleri ifade eden terim.



Sözlük Anlamı

Hakîkat-şi’âr Farsça birleşik sıfattır. “Gerçek, cevher, öz, doğru, gerçek anlam” (Mutçalı, 2020, s. 221), “künh, mahiyet” (Parlatır, 2006, s. 559) demek olup tasavvuf literatüründe “Hakk’ın sâlikten vasıflarını alarak yerine kendi vasıflarını koyması; ilm-i tasavvuf” (Uludağ, 2012, s. 153) manalarını taşıyan hakikat ile “sonuna geldiği kelimelere ‘hâiz olan, sâhip olan, muttasıf’ anlamı katarak Farsça usulüyle birleşik sıfatlar yapan” (Kubbealtı Lugati) şi’âr sözcüğünden oluşmaktadır. “Hakikatten iz taşıyan, hakikat üzere olan” anlamlarına gelmektedir. 




Terim Anlamı

Hakikat üzere yazılmış şiir/şiirler. Gerçeği dile getiren, hakikat ehli şairler. 




Tezkirelerdeki Bağlam Anlamı

Tezkirelerde şairleri ve şiirleri nitelemek amacıyla kullanılmış olan hakîkat-şi’âr, terim anlamıyla 15 ilâ 18. yüzyıllar arasında kaleme alınmış olan Garîbî, Latîfî, Gelibolulu Mustafa Âlî ve Safâyî’nin tezkirelerinde yer almaktadır. 

Terim ilk olarak Garîbî’nin Tezkire-i Mecâlis-i Şu’arâ-yı Rûm’unun giriş bölümünde, sözün kıymetinin anlatıldığı kısımda geçmektedir. Burada içerisinde bulundukları toplumun aziz ve şerefli kimseleri olarak anılan şairler hakîkat-şi’âr olarak tanıtılırken, bu isimlerin üstün nitelikli kimseler oldukları üzerinde durulmuştur (Örnek 1).

Terim, yer aldığı diğer tezkirelerde şiiri nitelemek maksadıyla kullanılmıştır. Bunlar arasında Latîfî, tezkiresindeki Huzûrî maddesinde “sûfiyyûn tâyifesinden” (Canım, 2018, s. 193) olduğunu söylediği şairin şiirlerini, hakîkat-şi’âr olarak nitelemiştir (Örnek 2). Gelibolulu Mustafa Âlî de hakîkat-şi’âr terimini, Latîfî’yle aynı anlama gelecek şekilde Nesîmî maddesinde verdiği şiir örnekleri için kullanmıştır (Örnek 3). 18. yüzyıl tezkire yazarlarından Safâyî de “meşâyıh-ı tarîkin kibârlarından” şeklinde tanıttığı Fethî’nin şiirlerinin hakîkat-şi’âr olduğunu söylemiştir (Örnek 4). 

Hakîkat-şi’âr terimi şiirler için kullanıldığında şairlerin tasavvufî yönlerinin vurgulanması dikkat çekmektedir. Bu da tezkire yazarlarının hakikat kelimesini tasavvufî ıstılah anlamıyla kullandıklarını göstermektedir. Terimin şairler için kullanıldığı tek tezkire örneği olan Garîbî’de ise bu vurgu yoktur. Yazar, hakîkat-şi’âr olarak nitelendirdiği şairlerin tasavvuf ile ilgilerinin olup olmadığı üzerinde durmamıştır.




Tezkirelerdeki Kullanım Sıklığı

Hakîkat-şi’âr, terim anlamıyla Garîbî, Latîfî, Gelibolulu Mustafa Âlî ve Safâyî’nin tezkirelerinde birer defa kullanılmıştır. 




Örnekler

Örnek 1:

Çün kim semere-i şecere-i âferîniş ve şecere-i semere-i dâniş ü bîniş söz imiş. Pes şuʿarâ-yı hakîkat-şiʿâr ʿazîz-i kavm ve şerîf-i tâyife imişler (Babacan, 2010, s. 65).

Örnek 2:

Ve bu şiʿr-i hakîkat-şiʿâr dahi ehluʿllâha zât-ı Hakdan ve vücûd-ı Mutlakdan gayrı nesne harâm ve cennet ü hûr tâliblere gayr-ı merâm idügini müşʿir aña isnâd olunur (Canım, 2018, s. 194).

Örnek 3:

Ve yine eşʿâr-ı hakîkat-şi’ârından… (İsen, 2017, s. 44).

Örnek 4:

Meşâyıh-ı tarîkin kibârından olup hakkâ ki ʿulûm-ı ʿakliyye ve nakliyyede mâhir ve fazîlet-i bâhiresi zâhir memdûh-ı ʿâlem bir zât-ı fâzıl ve şeyh-i kâmil olmuşdur. Cümle-i fezâ’ilinden fazla eşʿârı hûb ve güftârı gâyet mergûbdur. Biñ yedi yüz yedi hudûdında ol serv-i ser-firâz-ı bâg-ı ma’ânî hırâmân-ı çemen-zâr-ı huld-berîn olmuşdur. Bu eş’âr-ı hakîkat-şi’âr ol zât-ı buzurgvârın âsâr-ı dürer-bârındandır (Çapan, 2005, s. 461). 




Kaynaklar

Babacan, İ. (hzl.) (2010). Tezkire-i Mecâlis-i Şu’arâ-yı Rum-Garîbî tezkiresi. Ankara: Vizyon Yayınevi.

Canım, R. (hzl.) (2000). Latifi Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ (İnceleme-metin). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Erişim Adresi: https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-216998/latifi-tezkiretus-suara-ve-tabsiratun-nuzama.html 

Çapan, P. (hzl.) (2005). Mustafa Safâyî Efendi Tezkire-i Safâyî (Nuhbetü’l-Âsâr min Fevâ’idi’l-Eş’âr) İnceleme-Metin-indeks. Ankara: AKM Yayınları. 

İsen, M. (hzl.) (2017). Künhü’l-Ahbâr’ın tezkire kısmı. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Erişim Adresi: https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-194288/kunhul-ahbarin-tezkire-kismi.html 

Kubbealtı Lugati: https://lugatim.com/s/%C5%9Fiar 

Mutçalı, S. (2020). Arapça-Türkçe sözlük. İstanbul: Dağarcık Yayınevi.

Parlatır, İ. (2006). Osmanlı Türkçesi sözlüğü. Ankara: Yargı Yayınevi. 

Uludağ, S. (2012). Tasavvuf Terimleri sözlüğü. İstanbul: Kabalcı Yayıncılık.




Yazım Tarihi:
04/03/2025
logo-img